SOHBET............................... OTURARAK NAMAZ KILMAK
Abdülazîz el-Kınânî hazretleri büyük fıkıh âlimlerindendir. 854’de vefât etti. Buyurdu ki:
“Ayakta duramayan veya ayakta durunca, hastalığının uzayacağını çok zanneden hasta, namazını oturarak veya sedirde ayaklarını sarkıtmadan oturarak kılar. Rükû için bedenini biraz eğer. Kolayına geldiği gibi oturur. Diz çökmesi, bağdaş kurması, dizlerini dikip kollarını kavuşturarak, kaba etleri üzerine oturarak kılması câizdir. Ayakta orucu, abdesti bozulan da oturarak kılar. Bir şeye dayanarak ayakta durabilen, dayanarak kılar. Ayakta fazla duramayan, iftitâh tekbîrini ayakta alıp, o kadar ayakta okuması farzdır. Ağrı hâsıl olunca oturarak devam eder. Yere secde yapmaktan âciz olan, ayakta tekbir alıp okuduktan sonra, rükû ve secde için oturarak îmâ eder. Oturup rükû için biraz, secde için daha çok eğilir. Bedenini eğemeyen, başını eğer. Bir şey üzerine secde etmesi lâzım değildir. Dayanarak oturmak mümkün iken, yatarak îmâ câiz olmaz.
Nimet-i İslâmda diyor ki: “Nafile (sünnet) namazları ayakta kılmaya gücü yeterken, oturarak kılmak, her zaman ve her yerde câizdir.
Âl-i İmrân sûresinin 191. âyet-i kerîmesinin meâli; (Namazı, gücü yeten ayakta kılar. Âciz olan oturarak kılar. Bundan da âciz olan, yatarak kılar.) buyurulmaktadır.
Peygamberimiz, bir hastanın, önüne yastık koyup, yastık üzerine secde ettiğini görerek, yastığı alıp atmış. Hasta, önüne tahta koymuş. Onu da atmış ve; (Muktedir isen, alnını toprağa koyarak kıl! Buna gücün yetmezse, îmâ et ve secde için, rükû’dan daha çok eğil!) buyurmuştur.
İmrân bin Husayn hasta olunca, Resûlullah buna; (Ayakta kıl! Gücün yetmezse, oturarak kıl! Buna da kudretin olmazsa, yan veya sırt üstü yatarak kıl!) buyurdu. Ayakta duramayan hasta, oturarak kılar. Oturamayan, yatarak kılar. Vehbi Tülek
31.05.2016
GÜNÜN TARİHİ.........................SAKARYA SAVAŞI SONU
13 Eylül 1921’de 22 gün süren Sakarya Meydan Savaşı kazanıldı. 22 Ağustos’ta Polatlı yakınlarında Sakarya nehri civarında başlayan ve 22 gün, 22 gece süren bu meydan savaşında, Türk askeri, köylüsü, kadını ve erkeğiyle, kahramanca çarpışmış ve Anadolu’nun içlerine kadar ilerleyen Yunan kuvvetlerini tam bir bozguna uğratmış ve geri çekilmelerini sağlamıştır.