HİKÂYE................. GEÇTİ ARTIK (1)
Küçüklüğümden beri dar yerlerden sıkılır ve buralardan âdeta feryat ederek kaçardım. Daha sonra bunun bir hastalık olduğunu anlamış, fakat bu illetten bir türlü kurtulamamıştım. Hâlbuki, o dar mekânlara, şimdi ister istemez girecektim.
Beni sarıp sarmalamışlar ve uzunca bir tabuta yerleştirmişlerdi. Çevremde dolaşanların seslerini gayet iyi duyuyor ve gözlerim kapalı olmasına rağmen her nasılsa onları görüyordum. “Genç yaşta öldü zavallı.” diyorlardı. Hâlbuki yapacak ne çok işim vardı. Gerçekten de bir çok işim yarım kalmıştı. Meselâ oğluma iyi bir iş kuramamış, araba ile renkli televizyonun taksitlerini henüz bitirmemiştim. Büyük bir firma kurup dostlarımı o firmada toplamak da, hayâl olmuştu. Önümüzdeki kış için odun-kömür de almamıştım. Birden kulaklarımı çınlatan bir sesle irkildim. Sanki mikrofonla söylenen bu ses, beynimin en ücra köşelerinde yankılanıyor ve; “Geçti artık geçti!” diyordu.
İçimden: “Keşke geçmemiş olsaydı!” diyordum. Nereden başıma gelmişti o kaza bilmem ki? Hâlbuki ne kadar da iyi araba kullanırdım. Olup bitenleri hatırlamaya çalışırken, dostlarımın çevremi sardığını ve üzerimi örtmek için tabutun kapağını kaldırdıklarını farkettim. Avazım çıktığı kadar bağırmak ve çırpınmak istediğim hâlde ne kımıldayabiliyor, ne de bir ses çıkarabiliyordum. Biraz sonra da koyu bir karanlık içinde kalmış ve gözlerimi, tabutun tahtaları arasında sızan ışığa çevirmiştim. Dehşet içinde; “Aman Allahım, dedim. Ne olacak şimdi hâlim?”
Hiç bir şey düşünemiyordum. Biraz sonra omuzlara kaldırılmış ve sallana sallana götürülmeye başlamıştım. Dışardaki seslerden yağmur yağdığı belli oluyor ve su damlacıklarının sesi, tabutumun gıcırtısına karışıyordu. Cenaze namazı için câmiye gidiyor olmalıydık... Câmi deyince aklıma gelmişti. Çok yakınımızda olmasına rağmen, nedense bir türlü elim değip gidememiştim. Ama 50 yaşına gelince namaza başlayacak ve herkesin şikayet ettiği kötü alışkanlıklarımı terk edecektim. Ah! şu kaza olmasaydı. İleride ne iyi bir insan olacaktım. Daha önce duyduğum ses: “Geçti artık geçti!” diye tekrarladı. Biraz sonra namazım kılınmış ve sonunda imam cemaate, nasıl bir insan olarak bilindiğimi sormuştu. Ben, cemaatin arasındaki 8-10 kişinin bu soruya cevap vermediğini gayet iyi biliyordum. (Devamı yarın)