Untitled Document

HİKÂYE....................... GEÇTİ ARTIK (2)

Evet, bu insanların haklarını yediğimi kabul ediyorum. Fakat şu kaza olmasaydı. Onların gönlünü alacak ve yaptığım hataları telâfi etmeyecek miydim? Câmideki işimiz bittikten sonra tekrar omuzlara kaldırılmıştım. Tabutumun eğik bir şekilde taşınmasından, mezarlığa giden yokuşu tırmandığımızı anlıyordum. Şiddetle yağan yağmurun, çatlaklardan içeri girerek kefenimi yer yer ıslattığının da farkındaydım. Buna rağmen dışarıda konuşulanlara kulak verdim. Dostlarımın bir kısmı piyasadaki durgunluktan bahsediyor, bir kısmı ise geçen gece akşam televizyonda oynanan filmi medhediyordu. Tabutumu taşıyan diğer biri ise, yanındakinin kulağına fısıldayarak. “Tam ölecek günü buldu rahmetli!” diyordu. “Sırılsıklam olduk birader.” Duyduklarım, herhâlde yanlış olmalıydı. Yoksa bunlar uykularımı onlar için fedâ ettiğim dostlarım değil miydi? Yolculuğum bir müddet sonra bitmiş ve tabutum yere indirilmişti. Kapak tekrar açıldı ve güçsüz vücudumu kucaklayan bir kaç kol, beni dibinde su toplanmış olan bir çukura doğru indirdi. Boyluboyunca yattığım yerden etrafıma baktım. Aman Allahım bu kabir değil miydi? O ana kadar buraya gireceğimi neden düşünmemiştim? Sessiz feryatlarımı kimse duymuyor ve dostlarım, kalın tahtalarla üzerimi kapatmak için âdeta birbirleriyle yarışıyordu. Tekrar zifiri karanlıkta kalmış ve bütün zerrelerimle duâ etmeye başlamıştım: “Yarabbi, diyordum. Bir fırsat daha yok mu? Senin istediğin gibi bir kul olayım.” Daha önce duyduğum ses, aynı şeyleri tekrarlıyarak. “Geçti artık geçti!” dedi. Vücudumu örten tahtaların üzerine kürekle atılan toprakların çıkardığı ses, gök gürültüsünü andırıyor ve bütün benliğimi sarıyordu...
Son bir gayretle yerimden fırlayarak gözlerimi açtım. Odamdaki rahat yatağımda yatıyor, fakat korkunç bir kâbus görüyordum. Bitişik dairedeki doktor arkadaşım başucumda duruyor ve: “Geçti artık, geçti.” diye tekrarlıyordu. Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Terden sırılsıklam olmuş ve sanki 20 kilo birden vermiştim. Dışarda sağnak hâlinde yağmur yağıyor ve gök gürültüsünden bütün ev sarsılıyordu. Çevremdekilerin şaşkın bakışları arasında, kendimi toparlamaya çalışırken: “Yâ Rabbi! Sana, bütün zerrelerim adedince şükürler olsun.” diyordum. İyi bir kul olmak için bir fırsat daha verdin.
Cüneyd Suavi (Zafer)17/10/1989





Featured Image 01