Untitled Document

MAKALE....... NOSTALJİ-1 (ESKİ BİR YAZI)

Bizi mübârek Ramazan ayında, o saatte böylesine ağlatmaya hakkınız var mı Enver Âbi?..
Tüylerimizi diken diken ettirecek kadar duygulandırmaya, anlatılmaz dakîkalar yaşatmaya, hakkınız yok Enver Âbi... Çünkü biz duygusuz yaşamaya alışmıştık. Biz bütün insânî değerlerimizi köreltmiştik. Biz; “Bana ne? Kim ne yaparsa yapsın. Benim rahatım kaçmasın.” demeyi çok sevmiştik. 
Biz yoksul insanlara yardım etmeyi çoktan kesmiştik... Biz fakir fukarayı çoktan unutmuş; hatta bir büyüğümüzün hayat felsefesini öyle benimsemiştik ki, fakirleri sevmez hatta aptal bulmaya başlamıştık. Kısaca biz artık içinde acıma duyguları olmayan, rûhsuz robotlar olmuştuk. Ve bütün bunları unuturken kendimizi çağdaş, Avrupalı, aydın insan sanmıştık.
Ama siz... TGRT’nin Enver Âbisi... Beynimizi allak bullak ettiniz. Bu bencil ve acımasız dünyada yuvarlanıp giderken, nereden karşımıza çıktınız? Unuttuğumuz insânî değerleri tekrar içimize sokup benimseyebilecek miyiz? Tekrar alışabilecek miyiz?
Keşke bize insan olduğumuzu tanıtmasaydınız! Benim gibi milyonlarca insanın, size bakarak ağladığına eminim.
Ve sizin gibi; “O dört çocuk öyle evde yaşarken, ben bu kaloriferli odada yaşayamam!” dediğine eminim. Ama sizin gibi hiç düşünmeden lüks dâire hediye eden kaç kişi çıkar? Orası Allaha kalmış. Hele o dört yavrunun bütün okul masraflarını kim üstlenir?
Önceki gece milyonlarca insanı ekran başında ağlattıran kişi aslında Seda Sayan...
Olayın özeti şöyle: Seda Sayan TGRT’de Ramazan nedeniyle “Yetiş Bacım” isminde bir proğrama başladı. İstanbul’un gecekondu semtlerine gidiyor. Gözüne kestirdiği eve dalıp çeşitli hediyeler veriyor. Giysilerden tutun yiyeceklere dek çeşitli hediyeler... Bu projenin sâhibi TGRT’nin patronu Dr. Enver Ören, Seda Sayan’a; “Hediyeleri sen dağıtacaksın!” diyen de Dr. Enver Ören... Seda, önceki gün bir eve gidiyor. Gördüklerine inanamıyor.        (Devamı yarın)

 



Erkek: Behçet - Kız: Arzu - İftar Yemeği: Sebze çorbası, Biber dolması, Helva.

Featured Image 01