MAKALE.......... MEN O YERDE YAŞALMADIM
18 Mayıs 1944. Bu tarih, Türk milletinin hafızasında; “Kırım Sürgünü” olarak geçen acı dolu, tarihin şahitlik etmekten utandığı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından birisidir. Dünya tarihinde hiç yazılmadı demeyi çok isterdim, lâkin an itibarıyla Çin tarafından Doğu Türkistan’da, İsrail tarafından Filistin’de yazılıyor ve tarih tekerrür ediyor!
Kırım’da o sürgünde aileler parçalandı, yaşlı insanlar ve çocuklar tren vagonlarında hayatlarını yitirdi ve ölenlerin gömülmelerine dahi fırsat verilmeden birer çöp gibi yollara bırakıldı!..
Yurtdışı Türkler Başkanlığı, sürgüne giden Kırım Tatarlarıyla görüşerek 250 saatlik 238 kişiyle röportajlar yapıldı. Bu insanların söyledikleri hakikaten kan donduruyor. İşte o anekdotlardan:
= İki kardeşim vardı. Habibullah ve Haybullah. Onlar açlıktan öldüler. Kabir kazacak adam yok. Yarım metre kazıp gömüyorduk lâkin çakallar alıp götürüyordu.
=O gün sabah olmadı. Hepimizi, hayvan gibi kamyonlara doldurdular. Atların yaşadığı ahırda küçük bölümlere yerleştirdiler bizi.
=Üç ay tavuk kümesinde yaşadık. Başımız içeride, ayaklarımız dışarıda yağmurda kaldı.
=14 yaşında sünnet oldum. Sünneti yapan sünnetçi kaçtı gitti. Kamp komutanı öğrenir hapse atar diye korkuyordu...
= Ben kucak dolusu ot toplayıp getiriyordum. Büyük yapraklı otları annem kaynatıyordu ve iyice sıkıyordu. O otları yiyorduk...
= Benim balam (oğlum) var dedim. Yok balanı almayacaksın, balan burada kalacak dedi. Balamı elimden aldılar. Sürükleyip götürdüler. Bir daha görmedim...
= Stalin öldüğünde 8. sınıfta idim. Öğretmen ağlayın dedi. Ağlamak gelmiyor içimizden. Tükrüğümüzü gözümüze sürüyorduk...
= Ben o yılları şimdi bile hatırlamaya dayanamıyorum...
= Uzun yıllar sonra Kırım’a döndüğümde havaalanında yürüyemedim. Ağladım, ağladım...
= Bir asker öldü diye köyden 7 kişiyi vurup oracıkta yaktılar...
= Şu Kırım halk şarkısı, bu hasreti ve yılları ne güzel anlatır:
Men o yerde yaşalmadım,
Yaşlığıma doyalmadım,
Vatanıma hasret kaldım,
Ey güzel Kırım!
Stalin, bu kıyımı 14 Kasım 1944’de Ahıska’da da yaptı.
Meryem Aybike Sinan TÜRKİYE GAZETESİ
19.05.2021